Junctura Extremitatum Thoracicarum (Üsttaraf Kavşağı Eklemleri)
Art. acromioclavicularis ve art. sternoclavicularis olarak iki tanedir. Bu eklemlerin ikisi de plana tipi (sinoviyal) eklemler olup; art. sternoclavicularis’in kapsülü lig. sternoclaviculare anterius et posterius ile desteklenmiştir. Art. acromioclavicularis’in kapsülü ise lig. acromioclaviculare ile desteklenmiştir. Art. acromioclavicularis’in ekstrensek bir bağı olan lig. coracoclaviculare (lig. trapezoideum ve lig. conoideum olarak iki bölümü vardır) bu tendolar eklemin stabilizasyonunda rol oynar.
Serbest Üsttaraf Eklemleri
l. Omuz eklemi (art. humeri.glenohumeral eklem): Humerus başı ile scapula’daki glenoidal çukur arasında oluşmuş, sinoviyal, siferoid bir eklemdir. Sığ olan glenoidal çukurluk, labrum glenoidale ile arttırılmıştır.
Omuz eklemi, gevşek ve yer yer incelmiş bir eklem kapsülüne sahiptir. Kapsülün en zayıf yeri alt bölümüdür. Kapsül arkadan dört kısa kasın (m. supraspinatus, m. infraspinatus, m. teres minor, .m. subscapularis) tendonları ile desteklenmiştir. Bu dört kas “rotator cuff’ (Sits kasları) olarak adlandırılır. M. biceps brachii’nin caput longum’unun kirişi eklem boşluğundan geçerek scapula’ya tutunur.
Eklem kapsülü, glenohumeral ve coracohumeral) bağlarla da desteklenmiştir. Eklem etrafında birçok bursa (bursa subacromialis. bursa subdeltoidea vb.) bulunur.
2. Dirsek eklemi (art.cubiti) : Humerus alt ucu ile radius ve ulna’nın üst uçları arasında oluşan, ortak kapsüllü üç eklemden ibaret, kompozit bir eklemdir. Eklem içeriğindeki üç eklem ayrı tiplerde olmasına karşın, dirsek eklemi fonksiyonel olarak gingliymus tiptedir.
Dirsek eklemi kapsamındaki humero-radial eklem sferoid tipte, humero-ulnar eklem gingliymus tipte, üst radio-ulnar eklem ise trokoid tipte eklemlerdir. Eklemin, stabilizasyonunu sağlayan bağları (lig. anulare radii, lig quadrat ve lig obliqua ) dışında ulnar ve radial colloteral bağları (lig. collaterale ulnaıre et radiale) vardır.
Atr. Cubiti Klinik Bilgi
1. Dirsek eklemi yüzleri geniş ve dış etkilere açık bir eklem olduğu için çıkık ve kırıklar çok görülür. Eklemi oluşturan unsurların normal durumda olup olmadığını gösterej rongen filmleri dışında bazı foktöler vardır.
a. Ön kol tam eksentesyondaiken olekranonun tepesi, iç ve dış epikondilleri birleştiren çizgiye teğettir.
b. Ön kol 90° fleksiyonda iken iç epikondil, olekranon ve dış epikonilin en üçgen ortaya çıkar. Bu iki ölçüt dışındaki durumlarda, eklemde kırık veya çıkıklar söz konusudur.
2. Olekranonun arka yüzü derinin altında çok yüzeyeldir. Bu yüzle derialtı dokusu arasında bursa subcutanea olecrani denilen bir sinovyal kesew yer alır. Bu bursa dirsek üstüne düşmelerde ve kesenin sert yüzeye devamlı sürtünmelerinde (öğrencilerde) iltihaplanabilir ve şişer.
3. Proksimal radial epifiz kırığı gençlerde, dirsek eklemi fazla abduksiyona zorlayacak biçimde düşmelerde görülür. Bu epifiz diafiz ile 14-17 yaşlar arasında birleşir.
4. İç epikondil ayrılması, çocuklarda dirsek eklemi ekstensiyonda iken fazla abduksiyona zorlayacak içimde düşmelede görülür. Çok gerilmiş olan unlar kolletral ligament iç epikondili epifizden söker ve aşağıya çeker. Çünkü iç epikondil epifizi 20 yaşına kadara humerus distal ucu ile birleşmez. Bu geç birleşmeye dikkat edinz. İçepikondil ayrılmasında hemen altından geçen n. ulnari zedelenebilir.
5. Dirsek eklemin arkaya çıkması (posterior dislokasyon): Çocukların dirsek eklemi fleksiyonda iken elleri üstüne düşmelerinde görülür. Ulna ve radius prosimal uçları arka-yukarı doğru uzaklaşır.
6. Taşıma açısı: Bu açıya ait bilgi kol ve ön kol kırıkları düzeltilirken önelidir. Buna ek olarak bu açının darması Turner Sendromu’nun klinik karakterlerinden biridir. Seks kromozomu XO olan kadınlarda görülür ön kolun radial tarafa fazla dönmesine cubitus valgus durumu denir.
3. Radioulnar eklemler: Radius ile ulna arasında üç eklem mevcuttur. Bunlardan ikisi (art. radioulnaris proximalis ve art. radioulnaris distalis) diarthrosis (trokoid tipte) tarzında olduğu halde biri synarthrosis (syndesmosis radioulnaris) fonksiyonel olarak da amphiarthrosis tiptedir. Distal radio-ulnar eklemde, proc. styloideus ulnae’nin tabanından incisura ulnaris radii’ye uzanan güçlü bir bağlayıcı discus articularis bulunur. Bu disk, eklemi art. radio-carpea’dan ayırır.
4. Radiocarpal (el bileği eklemi) eklem: Radius’un alt ucu ile el bilek kemiklerinin üst sırası kemikleri ( os pisiforme hariç) arasında oluşmuş elipsoid (iki eksenli) bir eklemdir. Radiocarpal eklem fleksiyon, ekstensiyon, abduksiyon ve adduksiyon hareketleri yapabilir.
Radiokarpal eklemde, dorsal, palmar, radier ve collateral bağlar ile tespit edilir.
5. Carpal eklemler : Aynı sıradaki carpal kemikler arasındaki eklemlere intercarpal, üst ve alt sıra carpal kemik grupları arasındaki ekleme de mediocarpai eklemi denir. Carpal kemiklerin tümü sinoviyal ve plana tipinde olup kayma hareketleri yapabilirler.
Carpal eklemler interkarpal dorsal ve palmar bağlar ile radier ve interosseus bağlar tarafından güçlendirilmiştir.
Art. Carpalia Klinik Bilgi
1-Sinovial sıvının bakteriler için çok uygun bir ortam oluşturması nedeniyle kılıfın perforasyonlarında (delinmelerinde) ciddi enfeksiyonlar ortaya çıkabilir (tenosinovit).
Bursa radialis: M. flexor pollicis longus tendosunu saran sinovial kılıftır. Bu kılıf başparmağın ucundan lig. carpi transversum’un 2, 5cm. kadar proksimaline uzanır.
Bursa ulnaris: M. flekxor digitorum superficialis (sublimis) ve m. flexor digitorum profundus tendolarını ortak olarak saran sinovyal bir kesedir. Unlar tarafta küçük parmağın digital kılıfı bu kılıf ile birleşir. İşaret orta ve yüzük parmakların tendonlarını saran kısımları ise avucun ortasında kapanarak sonlanırlar. Bu ortak sinovial kılıfın proksimal ucunda lig. carpi transversum’un 3-4 cm. üstüne kadar uzanır.
2-Bilekte genellikle radial ve unlar bursalar arasında bir bağlantı olduğu için başparmağın enfeksiyonları küçük parmağın ucuna kadar yayılabilir ve elde horse-shoe (at nalı) abselere neden olabilirler.
3-Dupuytren kontraktürü (Aponeurosis palmaris): longitudinal liflerinin patolojik olarak kalınlaşması ve kasılması (fibrozis) bir veya birkaç parmakta kalıcı fleksiyon oluşturur. Buna dupuytren kontraktürü denir. Bu başparmakta pek görülmez. Çünkü aponeuroz başparmağın serbest kısmına kadar uzanmaz. Yüzük ve küçük parmaklar önce tutulurlar. İşaret parmağı daha ender olarak tutulabilirler. Nedeni bilinmemektedir.
6. El tarak ve el parmak iskeleti eklemleri: Metecarpal (el tarak) kemiklerinin tabanları ile alt sıra el bilek kemikleri arasındaki eklemlere carpometacarpal eklemler, el tarak kemiklerinin başları ile proksimal phalanksların tabanları arasındaki eklemlere metacarpophalengeal eklemler, falankslar arasındaki eklemlere de interfalengeal eklemler denir.
Junctura Extremitatum Pelvinarum (Alt ekstremite eklemleri-Alt üyeler)
l. Art. sacroiliaca: Os sacrum ve os ilium’daki auriculer yüzler arasında oluşmuş, sinoviyal-plana tipi bir eklemdir. Fonksiyonel yönden amphiarthrosis kabul edilir. Eklem çok güçlü bağlarla (dotsal sacroiliak ve interosseus bağlar) desteklenmiştir. Sacotuberal ve sakrospinal bağlar da eklemin stabilizasyonunda rol oynarlar.
Symphysis pubica: Sağ ve sol os pubislerin önde, orta hatta birleşmesi ile oluşmuş kartilaginoz bir eklemdir. Eklemin üst ve alt tarafından bağlar uzarır. Simfizis pubica’nın bağları ve diski, kadınlarda hamileliğin son aylarında hormonların etkisi ile yumuşayarak, doğuma katkı yapar.
Art. Sacroiliacus Klinik Bilgi
1.Yüksekten, ayaküstü yere düşme durumunda sakroiliak eklemler vücut ağırlığını kalça kemiklerine iletirler. Alt ekstremitenin fleksiyonu omurgayı incinmekten korur. Sakrotuberal ve sakrospinal ligamentlerin elastikliği de omurgayı koruyan ögelerdir.
2. Gebeliğin son evrelerinde hormanal etkilerle sakroiliak ve interosseal ligamentler yumuşayarak gevşerler. Bu durum eklemin rotasyon tarzında hareketlerine izin verir. Aynı durumun symphysis pubiste de olması ile doğum kanalından fetus başının geçmesi kolaylaştırılır.
3. Crista iliaca’nın arkada son bulduğu spina iliaca posterior’ları palpe etmek çoğunlukla güçtür. Ancak bu spinaların hemen üstünde, onları işaretleyen küçük birer deri çöküntüsü vardır. Bunlar bir birinden 8 cm kadar uzaktadır. Bu deri çukurcukları ilium’dan kemik iliği almak isteyen bir doktora iyi bir işarettir. İğne çukurunun 1 cm alt-dış tarafından ilium’a sokularak kemik iliği alınır.
2. Art. coxae: Femur başı ile os coxae’deki acetebulum arasında oluşmuş sferoid bir eklemdir. Kalça eklemi vücudumuzun en hareketli eklemlerinden biridir. Kalça eklemi sağlam ve sık örgülü bir kapsulaya sahiptir.
Eklemin esas bağları lig. iliofemorale, lig. pubofemorale ve lig. ischiofemorale’dir.
Bunlar dışında eklemin mekaniğinde etkili olmayan lig. transversum acetebuli ve lig. capitis femoris (lig teres femoris) bulunur. Lig. capitis femoris içinde femur başına giden damarlar bulunur.
Kalça eklemi, ekstansiyon-fleksiyon. abduksiyon-adduksiyon ve rotasyon hareketlerine olanak sağlar.
Art. Coxae Klinik Bilgi:
1. Osteoartrit’e bağlı ağrı ve deformiteleri önlemek için kalça eklemi kısmen veya tamamen çıkarılıp, protezle değiştirilebilir. Yeni metal veya plastik eklem normal eklemin görevlerini mükemmel nyapar.
2. Lig. Capitis femoris değişikliği bireylerde büyüklük ve uzunluk bakımından varyasyonlar gösterir. İçinden a. capitis femoris geçer.
3. Femur başına çok yakın olan collum kırıkları çoğunlukla baş’ın kan dolaşımını bozarlar. Bazı bieylerde a. capitalis femoris’ten gelen kan, femur başının ucunu besleyen tek kaynak olabilir. Böyle durumlarda ligamentin kopması ile femur başının proksimal prçası aseptik nekroza uğrayabilir.
4. Kalça eklemi duyularını algılayan femoral, siyatik ve obturator sinirler aynı zamanda diz eklemini de innerve ettikleri için kalça eklemi ağrıları diz bölgesine de aksedebilir.
5. Kalça ekleminin konjenital kalça çıkığı her 1000 doğumda 1. 5 oranında görülür. Olguların yarısında çıkık iki taraflıdır.
Konjentinal kalça aylarca fark edilmeyebilir. Eklem kapsülü gevşektir. Acetabulum ve femur başında hipoplazi vardır.
Konjektinal kalça çıkıklığının tipik klinik işareti, eklemin abduksiyon yapmamasıdır. Ayrıca çıkık ekstremite daha kısadır.
6. Kalça ekleminin sonradan çıkıkları ender görülür. Uyluk fleksiyon, adduksiyon ve iç rotasyon durumunda iken karsıya güçlüce çarpılırsa (otomobil kazalarında) femur başı acetabulum dışına çıkabilir. Bu durumda kapsül arkada yırtılır ve femur başı yırtığın içine girer.
7. Acetabulum’un kenarlarında olan kırıklar, femur başının fraktür çıkıklarına neden olur. Femur başı kırık kemik parçaları ile birlikte labrum acetabulare’yi de sürükler.
8. Siyatik sinir kalça eklemi ile yakın komşulukta olduğundan, bu eklemin kırık veya çıkıklarında zedelenebilir.
9. Tuber ischiadicum’un yüzeyinde bulunan iscihiadica, aşırı baskı nedeniyle iltihaplanabilir (iskial bursit).
10. Tuber ischiadicum otururken hemen bütün vücut ağırlığını yüklenir. Debil veya felçli hastalarda, iyi bakılmazsa bu bölge de basınç yaraları açılabilir.
11. Bursa trochanterica’nın iltihabı kalçanın yan kısımları ve gluteal bölgede yaygın derin bir ağrıya neden olur. Büyük trokanter üstünde bir gerginlik duyusu şikâyeti vardır.
12. N. gluteus superior’un zedelenmesine bağlı olarak m. gluteus medius ve minmus felce uğrarsa, yürürken pelvis’in tespit mekanizması bozulur. Normal tarafta ayak yerden kesilince pelvis bu tarafa eğilir. Hastanın yürüyüşü, ördeğin yürüyüşünü andırdığı için bu duruma “ördek yürüyüşü” denir. Gebeliğin sonuna doğru sakral pleksus baskı altında kaldığı için fizyolojik olarak ördek yürüyüşü görülür.
13. Gluteal bölge ilaçların kas-içi enjeksiyonu için ilaç absorbsiyonunu için uygun bir yerdir. Kasları geniş yüzeyli ve kalın olduğu için ilaç absobsiyonuna uygun ortam yaratır. Bir hemşire yada ebenin bu bölgede emniyetli enjeksiyon alanını çok iyi bilmesi gerekir. Bir kalça kabarıntısını, birbirini tam ortada, dik kesen çizgilerle dört bölüme ayırırsak, emniyetli enjeksiyon alanı üst-dış bölümdür.
14. Ancak küçük çocuklarda bu alanda tehlikeli olabileceği için enjeksiyonlar uyluğun ön-dış kısmının ortasına yapılır.
3. Art. genus : Femur alt ucu ile tibia üst ucu ile patella arasında oluşmuş insan vücudunun en büyük ve en komplike eklemidir. Eklem yüzlerinin uyumu menisküslerle (içvan ve dışvan meniskus) sağlanmıştır.
Art. genus bikondiler tip bir eklemdir. Eklem kapsülü, gevşek ve yer yer incelmiş, önde tümüyle kaybolmuş şekildedir. Art.genus capsül içi ve capsül dışı olmak üzere iki grup bağa sahiptir. Eklem içinde iki crusiat, iki meniskofemoral bağ bulunur. Eklem dışındaki bağlar ise lig. patellae. lig.collaterale fibulare et tibiale. Lig. popliteum obliquum ve lig. poptiteunı arcuatum’dur.
Art. genus.ekstensiyon-fleksiyon ve rotasyon hareketlerine olanak sağlar.
Art. Genu Klinik Bilgi:
1. Dizin ekstentisiyon sırasında, quadriceps’in büyük bölümü patella’yı dışa-yukrıya doğru çeker. Bu güç patella’yı yana doğru çıkarma eğilimindedir. Bu eğik çekiş m. vastus medialis’in patella’yı yukarı-içe doğru çekişinin etkisiyle düzeltilir. Eğer vastus medialis zayıfsa veya felçli ise quadriceps’in güçle kasılması patella’yı dışa doğru çıkarabilir.
2. Diz ekleminin zedelenmelerinde quadriceps femoris işe yaramaz hale gelir. Çalışmadığı zaman kas büyük bir hızla yıkıma uğrar. Bu yıkım eklem görevinin düzelmesini geciktirir. O bakımdan eklem tedavisi boyunca quadriceps’e düzenli olarak eksersiz yaptırılmalıdır.
Sırt üstü yatan hastanın dizi ekstensiyonda iken kalçasına fleksiyon yaptırması yeterli bir eksersizdir.
3. Quadriceps’in felç olması durumunda vücut ağrılı dizi ekstensiyona zorlayacağı için hasta ayakta durabilir. Eğer pelvis hafifçe öne eğilirse hasta kısa adımlarla yürüyebilir. Bu hastalar dizin fleksiyonunu engellemek için sık sık uyluğun alt kısmını elleriyle bastırırlar.
4. Quadriceps femoris futbol’da çok zedelenen bir kastır. Direkt travmalarda kas lifleri kopabilir ve ezilebilir (Kontuzyon). Bu durumda lokal hematom oluşur (Charley horse).
5. Diz eklenin zedelenmeleri daha çok eklem boşluğunda aşırı kan veya sinovyal sıvı birikmesi ile ilgilidir. Diz hafifçe fleksiyon durumunda iken eklem boşluğu en geniş haldedir. Şişme yukarıya ve patellanın yanlarına yayılır. Eklemden sıvı almak gerekirse patellanın üstüden veya yanlarından ekleme girilmelidir.
6. Patella çıkabilir veya kırılabilir. Patella’nın kırıkları iki şekilde gerçekleşir. Patella’nın kırıkları iki şekilde gerçekleşir. Kemiğin önden gelen veya kemiğin üstüne düşme şeklindeki darbelerde kemik parçalara ayrılı. Ancak m. quardriceps’in tendosu parçaları dağılmadan yerinde tutar. Çoğunlukla dizin aktif eksensiyonu bozulmaz. Bazen genellikle orta yaşlarda bir birey düşmekten kendisini korumak amacıyla quardriceps kasını kuvvetle ve aniden kasar. Bu durumda patellea ortasından enine olarak kırılabilir. Yanlarda ki retinakular ligamentler yırtılır. Kemik üst ve alt iki parçaya ayrılır. Bu tür kırıkta dizin aktif ekstensiyonu kaybolur.
7. Patella’nın cerrahi olarak çıkarılması hemen hemen hiçbir fonksiyon kaybı yapmaz.
8. Quadriceps tendosu patella’yı yukarıya ve dışa doğru çeker. Genu valgus deformitesi kasın bu etkisini iyice artırı. Bazı bireylerde, normalde çok belirgin olan kemiğin dış dudağı zayıf olarak oluşur. Bu bireylerde quadriceps’in çekmesi ile patella dışa doğru çıkabilir.
9. Dizin ligamentleri sık sık zedelenebilir. Bir yaya’ya otomobil tamponu yandan çarparsa dizi hiperekstensiyona zorlayarak lig. cruciatum anterior’u yırtar. Lig. cruciatum posterior’un yırtılması daha enderdir. Diz fleksiyonda iken tuberositas tibia üstüne düşülürse, bu ligament yırtılabilir. Bu durumda tibia aşırı olarak arkaya kaçar.
10. Meniskus’ların yırtılması en çok görülen diz zedelenmelerinden biridir.
Tibial kollateral ligament iç meniskus’a sıkıca yapışmıştır. O bakımdan bu ligamenti zedeleyen aşırı abdukiyon kazarlında veya doğrudan darbelerde iç meniskus’ de yırtılabilir. Bu olgu futbol maçlarında çok görülür. İç meniskus zedelenmesi tipik olarak diz eklemi yarı fleksiyonda ve femur tibia üstünde iç rotasyon durumunda iken ekleme yük binerse görülür.
Meniskus parçaları tibia ile femur eklem yüzleri arasına sıkışarak, eklemi yarı fleksiyonda kilitler. Menisküs’ların yırtıldığınadair kanıtlar vardır. Yırtılmış bir meniskus çıkarıldığında eklem kapsülünün derin tabakalarından, fibröz yapıda bir meniskus yeniden oluşur.
Dış meniskus daha küçük ve daha hareketlidir. Fibular kollateral ligamente tutunmadığı için kolay zedelenir. Dış meniskus ile fibular kollateral ligament arasında popliteus kasının tendosu ve bursa poplitea yer alır.
Diz ekleminin boşluğu için hava veya konstras madde enjekte edilirse meniskus’lar röntgen filminde görünebilir. Pneumoartrogram ve çift konsantrast artogramlar diz ekleminin yumuşak doku lezyonlarını gözlemlemekte kullanılır.
11. Diz eklem boşluğuna enjeksiyonda yapılabilir. Bir masanın kenarında oturarak bacaklarınızı fleksiyonda sarkınız; a. Apex patella, 2. Tibia dış kondili, 3. Femur dış kondili ön çıkıntısı noktalarını birleştirerek bir üçgen çiziniz. Bu üçgenin tam ortası enjeksiyon noktasıdır.
12. Bursa suprapatellaris boşluğu diz eklemi boşluğu ile birleştiği için diz ekleminin bir kısmı olarak kabul edilir. Uyluğun altında, bu bursa’ya ulaşan delici yaralar sonucu diz eklemi iltihaplanır. Femur distal ucunun kırıklarında eklem boşluğunda kan birikebilir (hemartroz).
13. Bursa prepatllaris devamlı baskı altında kalırsa, iltihaplanabilir (prepaellar bursitis). Kronik enfeksiyonda, dizin önünde yumuşak büyük bir şişlik görülür (hizmetçi dizi) denir.
14. Derin popliteal fasiya güçlü ve genişlemeye olanak vermeyen bir fasiyadır. Bu nedenle fossa’daki bir apse veya tümörün ağrısı kolayca ayırt edilir. Ayrıca popliteal apseler yukarıya uyluğa ve aşağıya, bacağın arka bölgesine yayılma eğilimi gösterirler.
15. Fossa’nın döşemesi diz ekleminin arka yüzüne dayalı olduğu için sinovyal boşluktan sıvı kaçması durumlarında fossa şişer ve içi sıvı dolu popliteal kist içerir. Popliteal kistler çoğunlukla bursa semimembransus ve bursa poplitea ile bağlantılı olarak gelişirler. Bu tip çocuklarda çok görülür.
Erginlerde popliteal kistler zarı geçen dar bir yolla eklem boşluğuna birleşirler. Romatizma veya dejeneratif eklem hastalıklarında sinovyal sıvı efüzyonu olacağı için popliteal kist bir sinovya fıtığı halinde bacağın ortasına kadar büyüyebilir ve eklem fonksiyonunu bozabilir.
16. N. Tibialis derinde seyrettiği için iyi korunmuştur ve kolayca zedelenmez. Ancak fossa poplitea laserasyonlarında ve diz ekleminin arkaya çıkıklarında zedelendiği olur. Bu durumda arka loj ve ayak tabanı kasları felce uğrarlar. Yürürken topuk yerden kesilemez. Hasta felçli ekstremiteyi onun yanına getirir ve tekrar destek olarak kullanır.
Bu hastalarda ayrıca ayak tabanı derisinde duyu kaybı vardır. Ayak tabanında basınç yaraları oluşabilir.
5. Tibia ve fibula arasındaki eklemler: Tibia ve fibula arasında art. tibiofibularis (üst tibiofibular eklem.sinoviyal ve plana tipi eklem), membrana interossea cruris. syndesmosis tibiofibularis (art tibiofibular eklem) olmak üzere üç eklem mevcuttur.
6. Art.talocruralis : Tibia ve fibuia’nın distal uçları ile talus’un üst bölümü arasında oluşan ginglimus (trohlear) tip bir eklemdir. İnce olan eklem kapsülü, yanlarda kollateral seyirli bağlarla güçlendirilmiştir.
Art. talocruralis’in içyan tarafındaki bağına lig. mediale (deltoideum), dışyan tarafındaki bağına lig. laterale (talofibuler ve kalkaneofibuler bağlar) denir.
Art. genus dorsofleksiyon ve plantar fleksiyon hareketlerine olanak sağlar.
Art. Tarsii Klinik Bilgi:
1.Lig. tibiofibulare posterior ön ligamentten çok daha fazla güçlüdür. Bazı ayak bileği zedelenmelerinde arka tibiofibular ligament tibia’nın arka tibiofibular ligament tibia’nın arka-alt parçasını koparabilir. Bu durumlarda kırık ayak bileği ekleminin içinede girer. Buna ek olarak dış ve iç malleolus’lar da birlikte kırılabilir. Böyle bir kırığı trimalleolar kırık adı verilir.
2.Devamlı olarak futbol topuna tekme vurmak zorunda kalan futbolcular da talus boynun üst yüzünde ve tibia alt ucunun ön yüzünde yeni kemik dokusu oluşur. Tekme atarken yapılan plantarfleksiyon nedeniyle tibotalar ligamentin tutunma yerlerindeki kemik kabarıntıları gösterir. Bu duruma futbolcu ayağı denir.
3.Ayak bileği ekleminin içe doğru çıkıkları, deltoid liggamentin gücü nedeniyle ender görülür.
Eklemin fraktür-çıkıklarında tibia ve fibula distal uçları da çoğunlukla kırılmıştır. En çok görülen Pott kırığı ayağın büyük bir güçle eversiyon yaptığı durumlarda olur. Deltoid ligament iç malleolus’ yapışma yerinden yırtılır. Talus yana yatar ve fibulayı alt ucundan kırar.
4. Ayak ileği eklemi çok sık zedelene bilen bir eklemdir. Bu arada en çok da lig. laterale hasar görür. İnversiyon zedelenmeleri, ayağın güçle inversiyon yapması orunluluğunda ortaya çıkar. Olay çoğunlukla şöyle gelişir: a. birey alışılmadık engebeli bir yüzeye basarak düşer. b. Bu lateral ligamentin liflerini gererek bazılarını yırtar. c. Dış malleolus tepesinin ön-alt kısmında lokal bir şişme, ağrı ve gerginlik gelişir.
Lateral ligamentin bazı liflrinin yırtılması ayak bileği ekleminin stabilitesini bozar. Ligament iyileşinceye kadar ayak, zorunlu olarak eversiyonda tutulur. Eğer iyileşme olmadan ayak inversiyona getirilirse fraktür-çıkığı olabilir.
5.Ayak bileği ekleminin sinoviyal boşluğu bazen tendo calcaneus’un iki yanına kadar çıkabilir. Böyle bir eklemin artirit’i durumunda, tendonun iki yanında şişme görülür.
Sabit bir şeyin altına sıkışmış olan ayak (örneğin; bir kayanın altına) inversiyona zorlanırsa fraktür-çıkığı oluşabilir. Bu durumda vücudun olanca ağırlığı lateral ligamente biner. Çoğunlukla lig. calcaneo-fibulare yırtılır. Bazen lig. talofibulare anterior’da buna katılır. Talofibular ligament eklem kapsülünün ön kısmına yapıştığı için, kapsül de birlikte yırtılabilir. Ayrıca dış malleolus’un ucu kopabilir.
Lateral ligamenti destekleyen ve innervesiyon zedelenmelerine engel olan en önemli aktif etken m. peroneus brevis’tir.
6.Ayağın ani ve aşırı eversiyonlarında m. peroneus brevis tendonu tuberositas ossis metatarsi quinti’yi koparabilir. Bu nedenle radiologlar ayak zedelenmelerinde bu tubersitas’ın kopup kopmadığına öncelikle bakarlar.
7. Tarsal eklemler (Art. intertarseae): Ossa tarsi’ler arasındaki eklemler olup, önemlileri subtalar calkaneokuboidal, talokalkaneonauikuler ve transver-sal tarsal (chopart eklemi) eklemdir. Bu eklemler güçlü bağlarla desteklenmiştir.
8. Ayak tarak ve ayak parmak iskeleti eklemleri (Art. metatarsi ve phalengeallis): Ayak bileği kemiklerinin distal sırası ile metatarsal kemiklerin tabanları arasındaki plana tipi eklemlere tarsometatarsal eklemler (topluca lisfranc eklemi olarak adlandırılır) denir. Diğer eklemler ele benzer şekilde adlandırılır. (metatarsofalengeal eklemler, interfalengeal eklemler) gibi.
Art. Metatarsii Klinik Bilgi:
1.II. tarsometatarsal eklemin şekli nedeniyle II. Metatarsal kemik çok az hareket edebilir. Eğer ayağın distal ucu alışılmadık şekilde ve ani olarak fazla çalışırsa, bu kemik kırılabilir. Örneğin, eğer alışkın olmayan bir birey zorlamalı yürüme egzersizleri, çok uzun yürüyüşler, bale egzesizleri gibi çalışmalara kalkarsa kemik yürüme kırığına uğrayabilir.
2.Ayağın amputasyonlarında eğer olay çok ilerlememişse Lisfranc amputasyonu tecih edilir. Bu amputasyonun başlangıç noktası olarak tuberositas ossis metatarsi V arkasından tarsometatarsal ekleme girilir ve eklemin iç ucundan çıkılarak ayak kesilir.
Eğer olay biraz daha arkya ilerledi ise amputasyon art. transversa tarsalis boyunca yapılır. Art talonvicularis ve art. calcaneocuboidea ayrı ayrı eklemler olmasına karşın aynı enine planda yer almışlardır. İkisine birlikte art. trasversa tarsalis adı verilir.
3. I. metatarsopalangeal eklem deforme olup büyüyebilir. Bu durumda ayak başparmağının prosimal ucu dışa doğru dönerek taşabilir. Bu olguya hallux valgus adı verilir. Dar burunlu ayakkabı giyenlerde çok görülür. Bu bireyler, sesamoid kemiklerinin I. ve II. metatars başları arasında doğru yer değiştirmiş olmasından dolayı, başparmaklarını ikinci parmaktan uzaklaştıramazlar. Olay eğer gençlikte başladıysa gittikçe ilerler. Prognozu kötü olduğu için tedavi cerrahidir.
4. Gut hastalığı; bağ dokusu kemik ve kıkırdaklarda ürat kristallerinin depolanmasıyla gelişen bir metabolik hastalıktır. Çoğunlukla I. metatorsofalangeal eklemde yerleşir. Şişme görülür ve eklemde ağrı vardır.
5. Osteartrit’de ilk tutulan eklem çoğunlukla I. metatarsofalangeal eklemdir. Deformite olmaksızın, ağrıyla birlikte giden böyle bir durumdaki başparmağa hallux rigidus adı verilir.
6. Proksimal falanksın kalıcı bir şekilde dorsifleksiyonu durumuna çekiç parmakdenir. Çoğunlukla ayağın II. Parmağında görülür. distal falanskflesiyon veya ekstensiyonda kalbilir. Bu olgu metatarsofalangeal eklemlere fleksiyon yaptıran lumbrikal ve interosseal kaslaın zayıflamalarıyla ortaya çıkar.
7.Bebeklerde ayaktabanı, derialtı yağ yastığının çokluğu nedeniyle düz görülür. Ayak arkusları doğumda var olmasına karşın, çocuk birkaç ay yürümeden önce belirli olmazlar. Bu durum normal karşılanır.
8.Ayak arkuslarının ve kubbesinin herheangi bir nedenle çökmesi ve ayaktabanın düz olarak basması durumuna düztabanlık (pes planus)denir.
Ayakta duruşta plantar ligamentler ve plantar aponevroz, vücut ağırlığının baskısı altındaki ayak kubbesinin durumunu korumasında önemli rollere sahiptir. Eğer bu ligamentler, uzun süre ayakta durmak zorunda kalan bireylerde, aşırı şekilde gerginleşirse, lig. calcaneonaviculare plantere talus başını alttan yeterli biçimde destekleyemez. Arcus longitudinalis mediale çöker ve ayağın ucu dışa doğru deviasyon gösterir. Taban olduğu gibi yere yapışır.
Çok görülen bir düz tabanlık tipinde, üstüne düşen ağırlık kalktığı zaman arkusların normal şekline geri dönerler.
Düz tabanda transvers arkuslar da çökebilir. Dıştaki 4 metatarsal kemiğin başları yere dayanacağı için, bunlarda callus oluşabilir. Bu bölgelerde deri de, basınca karşı koruyucu bir mekanizma olarak kalınlaşır. Düz tabanlar çok çabuk yorulurlar.
C. Baş-Boyun ve Gövde Eklemleri
Baş-boyun eklemleri
1. Art. temporomandibularis: Mandibula kolunun kondiler çıkıntısındaki başçık ile os temporale’deki fossa mandibularis arasında oluşmuş bikondiler bir eklemdir. İnce ve gevşek bir kapsüle sahiptir. Eklem boşluğu içinde discus articularis vardır. Eklem bağları lig. laterale, lig. mediale, lig. sphenomandibıılare ve lig. stylomandibulare’dir.
2. Art. atlantooccipitaiis: Atlas’ın lateral kitlelerindeki conkav eklem yüzleri ile oksipital kemiğin condilleri arasında oluşmuş, condiler tipte bir eklemdir. Eklem bağları iki membran (membrana atlantooccipitalis anterior et posterior) ile sağ sol iki dışyan bağ (lig. atlantooccipitale laterale)’dan ibarettir. Eklem fleksiyon-ekstensiyon, hafif sağa sola eğilme hareketlerine olanak sağlar.
3. Art. atlantoaxiale: Dens axis ile atlas’ın ön kemeri ve lig. transversum atlantis arasında trokoid tipte, median bir eklem (art. atlantoaxialis mediana-ligg. alaria başın rotasyonunu sınırlar.
Diğer bağları lig. apicis dentis. Lig. cruciforme atlantis ve membrana tectoria’dır) atlasın lateral kitleleri ile axis’in üst eklem yüzleri arasında plana tipte iki lateral eklem (artt. atlantoaxiales laterales) oluşur.
4. Boyundaki diğer eklemler: Boyun omurları arasındaki eklemler olup vertebral eklemler başlığı altında aşağıda anlatılmıştır.
Juncturae columnae vertebralis (Omurga eklemleri)
Omurgayı oluşturan omurlar arasında iki grup eklem vardır. Omur cisimleri arasındaki eklemler (omur kemerlerindeki eklem çıkıntıları arasındaki eklemler).
l. Omur cisimleri arasındaki eklemler: Omur cisimleri birbirleriyle simfizis tarzında eklemleşmişlerdir. Omur cisimlerinin eklem yapacak alt ve üst yüzleri, ince bir hiyalin kıkırdak tabakası ile kaplanmıştır. C 2’den S l’e kadar corpus vertebralar arasında fibro-cartilaginöz bir oluşum olan discus intervertebralis’ler bulunur. Diskuslar, sert omur cisimleri arasında sınırlı ve kontrollü hareket olanakları sağlama yanında darbe emici olarakta görev yaparlar. Bu eklemlerin omurganın ön yüzü ile vertebral kanalın ön yüzü boyunca uzanan iki uzunlamasına bağı (lig. longitudinale anterius, lig. longitudinale posterius) vardır.
2. Omur kemerlerindeki eklem çıkıntıları arasındaki eklemler: Omur kemerlerindeki eklem çıkıntıları (proc. articularis) arasındaki eklemler. Grekçe eklem çıkıntısı anlamına gelen zygapophysis teriminden türetilerek art. zygapophysialis olarak adlandırılır. Klinikte bu eklemler için “faset eklemleri “terimi kullanılır. Bütün faset eklemleri sinoviyal-plana tipindedir. İnce ve gevşek bir kapsülle sarılı olan eklemler ligamenta flava, ligg. interspinalia, ligg. supraspinalia, lig. nuchae ve ligg. intertransversaria’larla desteklenmiştir. Bu eklemler, üstteki omurun bir alttaki omur üzerinde öne doğru kaymasını engellerler.
Juncturae thoracis (Göğüs eklemleri):
İki grup göğüs eklemi vardır. Bunlardan birinci grup omurlarla kaburgalar arasındaki costovertebral eklemler, ikinci grup ise kaburgalar ile sternum arasındaki stenocostal eklemlerdir.
Sağlıklı günler dileği ile…
Uzman Dr.Ali AYYILDIZ – Veteriner Hekim – İnsan Anatomisi Uzmanı Dr.(Ph.D.)