Uzmanlardan LGS Öncesi Değerli Tavsiyeler

Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavı yaklaşırken, öğrencilerin yaşadığı stres ve baskı sadece akademik başarılarını değil, aynı zamanda psikolojik sağlıklarını da olumsuz etkileyebiliyor. Bu süreçte özellikle ebeveynlerin yaklaşımı, çocukların sınav deneyimini şekillendirmede büyük rol oynuyor.

Çocuk Gelişimi Uzmanı Emine Ergün, TRT Haber’e yaptığı açıklamada sınav kaygısının nedenlerine ve bu dönemde ailelerin ve öğrencilerin nasıl hareket etmesi gerektiğine dair önemli bilgiler paylaştı.

“Asıl kaygı sınav değil, beklentilerden kaynaklanıyor”

Ergün, sınav kaygısının sadece sınavın zorluğundan değil, aynı zamanda çocukların erken yaşta mükemmeliyetçi ve aşırı başarı odaklı bir tutumla yetiştirilmesinden kaynaklandığını söylüyor. Ayrıca, ebeveynlerin kendi gerçekleşmemiş hayallerini çocuklarına yüklemesinin kaygıyı artıran diğer bir faktör olduğunu vurguluyor.

“Kaygı, sadece teselliyle geçmez”

Sınav döneminde performans baskısı ile kaygının genellikle iç içe geçtiğini belirten Ergün, “Bir öğrenci sınavda başarılı olsa bile yaşadığı kaygı nedeniyle bunu yansıtamayabilir. ‘Rahatla, sen yaparsın’ gibi sözler kaygıyı azaltmaz, aksine çocuğu daha fazla baskı altında hissettirebilir” uyarısında bulunuyor. Bu nedenle, yoğun kaygı belirtileri görülen öğrencilerin mutlaka bir çocuk psikiyatristinden destek alması gerekiyor.

Ailelerin fark etmeden uyguladığı 5 baskılayıcı davranış:

  1. Kıyaslama: “Ahmet başardı, sen de başarmalısın” gibi söylemler çocukta öfke yaratabilir.

  2. Gerçekçi olmayan beklentiler: Çocuğun kapasitesini göz ardı eden hedefler, başarısızlık korkusunu tetikler.

  3. Geçmiş deneyimlerin dayatılması: “Ben senin yaşındayken…” türü kıyaslamalar özgüveni zedeler.

  4. Sürekli eleştiri: “Yeterince çalışmıyorsun” gibi ifadeler motivasyonu azaltır.

  5. Destek yerine eleştiri: Kaygı içindeki çocukların eleştiri değil, sevgi ve anlayışa ihtiyacı vardır.

“Çaba ve başarı dengeli şekilde takdir edilmeli”

Ergün, sadece başarı ya da sadece çabayı övmenin yeterli olmadığını söylüyor. “Çocuğun hem gösterdiği çabayı hem de elde ettiği başarıyı dengeli biçimde takdir etmek özgüvenini artırır ve yeni hedefler için cesaret verir. Çünkü bazen emek verilir ama başarı hemen gelmeyebilir. Böyle anlarda çocuğun gayretinin fark edilmesi çok önemlidir” diyor.

Sınav haftası için öneriler

Uzman, sınav haftasında öğrencilerin akademik çalışmalarının yanı sıra duygusal dengelerini korumasının da önemine dikkat çekiyor:

  • Uyku ve beslenme düzeni korunmalı, özellikle son günlerde bu konuda titizlik gösterilmeli.

  • Zorlanılan konular tekrar edilmeli, ancak gün tamamen dersle geçmemeli.

  • Öğrencinin sevdiği aktiviteler için zaman ayrılmalı; film izlemek, yürüyüş yapmak veya arkadaşlarla vakit geçirmek stresi azaltır.

Ergün, sınav dönemini “sadece çalışılacak bir süreç” değil, “denge sağlanması gereken bir zaman” olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.

Sosyal medyadaki başarı hikayelerine dikkat

Başarı paylaşımları ve kıyaslamalar, çocuklarda yetersizlik duygusu yaratabiliyor. Emine Ergün, “Her çocuk farklıdır ve bu farklılık dijital ortamda da göz önünde bulundurulmalı. Çocuk, kendi gerçekliğiyle desteklenmeli, başkalarıyla kıyaslanmamalıdır” diyor.

Sınav sabahı için altın öneriler

  • Sabah, alışılmış rutinler korunmalı; yeni bir ritüel yaratmaya gerek yok.

  • Kahvaltı, aşırıya kaçmadan, her zamanki şekilde yapılmalı.

  • Sınava sakin, kalabalıktan uzak bir şekilde gidilmeli.

  • Sınav sonrası sorulara değil, anlayış ve desteğe odaklanılmalı.

Ve en önemli cümle…

“Elinden geleni yaptın, seninle gurur duyuyorum.”

Bu ifade, sınav sonrası bir öğrencinin duymaya en çok ihtiyaç duyduğu destek olabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir